Bursa’da düzenlenen MEEXX Makine Teknolojileri Fuarı, küresel dalgalanmalara rağmen güçlenen Türk makine sanayisinin üretim kapasitesini ve teknolojik kazanımlarını vitrine taşıdı. Açılışta yapılan konuşmalarda sektörün 60 milyar doları aşan üretim hacmi, artan ihracat performansı ve akıllı üretim temelli dönüşümünün altı çizildi.
Küresel ekonomik belirsizliklere rağmen dönüşümünü hızlandıran makine sektörü, üretimden ihracata uzanan rekabet gücünü artırmak amacıyla attığı stratejik adımları fuar gündemine taşıdı. Konuşmacılar, maliyet baskıları, tedarik zincirlerindeki kırılganlık ve uluslararası fiyat rekabetine rağmen Türk makine sanayisinin sahip olduğu dirençli yapıya dikkat çekti.
“Türk makine sanayisi kriz dönemlerinde dahi gücünü koruyor”
Makine İmalatçıları Birliği (MİB) Başkanı Fatih İğrek, açılışta yaptığı değerlendirmede, jeopolitik risklere rağmen sektörün kararlı büyümesini sürdürdüğünü söyledi. MAİB, TİM ve TÜİK verilerine göre makine üretiminin 60 milyar dolar seviyesini aştığını dile getiren İğrek, sektörün enerji sektöründen sonra Türkiye’nin en büyük iş hacmine sahip ikinci alanı olduğunu belirtti.
Makine ihracatının 28 milyar dolara ulaştığını hatırlatan İğrek, Türkiye’nin dünya makine ihracatında 13’üncü, Avrupa’da ise 4’üncü sıraya yerleştiğini ifade etti. Yerlilik oranının yüzde 50 civarında bulunduğunu aktaran İğrek, sektörün doğrudan ve dolaylı toplam istihdam etkisinin 550 bin kişiye çıktığını vurguladı.
“Avrupa’daki durgunluk ihracat üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor”
Küresel piyasalarda zorlu bir dönemin yaşandığını söyleyen İğrek, özellikle Avrupa pazarlarındaki ekonomik yavaşlamanın, tedarik zinciri sorunlarının ve Çin başta olmak üzere Asya kaynaklı agresif fiyat rekabetinin Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkilediğini belirtti.
Enerji, ham madde ve işçilik maliyetlerindeki artışa ek olarak, finansman koşullarındaki sıkılık ve döviz kurlarının uzun süre yatay seyretmesinin de ihracatçı firmaları zorladığını aktaran İğrek, buna rağmen sektörün uyum kabiliyetiyle her krizden güçlenerek çıktığını söyledi. “Türk makine sanayisi dünyadaki en dirençli üretim yapılarına sahiptir” dedi.
İğrek, sektörün gelecek vizyonunun mühendislik gücü ve akıllı üretim teknolojileriyle şekilleneceğini vurgulayarak şunları ekledi: “Yalnızca düşük fiyatla rekabet edilen bir dönem geride kaldı. Türkiye’nin fark yaratacağı alan; ileri mühendislik, yüksek teknoloji, otomasyon, verimlilik ve yazılım destekli üretim olacaktır. Hedefimiz daha ucuza üretmek değil; daha akıllı, daha yenilikçi ve daha verimli üretim süreçleriyle fark yaratmak olmalıdır.”
“45 milyar dolarlık makine ithalatının büyük bölümü Türkiye’de üretilebilir”
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay da makine sektörünün, bir ülkenin sanayi kapasitesinin yanı sıra teknolojik bağımsızlığının önemli bir göstergesi olduğunu söyledi. 57 bine yakın girişimci ve 28 milyar doları aşan ihracat hacmiyle sektörün Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olduğunu vurgulayan Burkay, makine ithalatındaki yüksek seviyeye dikkat çekti.
Türkiye’nin yıllık yaklaşık 45 milyar dolarlık makine ithalatı yaptığını belirten Burkay, “Bu ithalatın yaklaşık yüzde 70’i aslında ülkemizde üretilebilecek makinelerden oluşuyor. Bu tablo yerli üretimin daha güçlü teşvik edilmesi gerektiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor” dedi.