İzmir ve Ege Bölgesi’nde faaliyet gösteren plastik sektörü temsilcilerini bir araya getiren Ege Plastik Sanayicileri Derneği, üyelerinin kurumsal yapısını güçlendirmeyi hedefleyen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi projesinin ikinci hazırlık toplantısını, Ege İhracatçı Birlikleri’nin ev sahipliğinde gerçekleştirdi.
Toplantıda, Çözümcül Teknoloji ve Danışmanlık şirketinden UR-GE/HİSER Projeleri ve İhracat Uzmanı Dr. Murat Esmeray, Celal Bayar Üniversitesi İİBF Dekanı ve C&C Ar-Ge Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Yenal Kesbiç ile İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gençer, konuşmacı olarak katılımcılarla bilgi ve deneyimlerini paylaştı.
İhracatta Karşılaşılan Zorluklar ve Çözüm Arayışları
Toplantıya dair değerlendirmelerde bulunan EGEPLASDER Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Plastik Sanayicileri Federasyonu Başkan Yardımcısı Şener Gençer, UR-GE projesinin sektör mensuplarına yeni ihracat pazarlarına açılmaları, karbon ayak izlerini hesaplamaları ve dijital dönüşüm süreçlerine uyum sağlamaları için önemli bir fırsat sunduğunu belirtti. Gençer, projede son aşamaya geldiklerini ifade ederek, Ticaret Bakanlığı’nın sunduğu yüzde 75 oranındaki destek sayesinde firmalara büyük avantajlar sağlandığını vurguladı.
Türk ekonomisinin içinde bulunduğu zorlu süreçte ihracat pazarlarında yer edinmekte ve bu pazarları korumakta güçlük çeken firmalara yönelik çözüm odaklı bir proje geliştirdiklerini belirten Gençer, UR-GE projelerinin sadeleştirilmiş bürokratik yapısı ve hızlı işleyişiyle iş dünyası için büyük bir değer yarattığını dile getirdi.
SKDM’nin Etkileri ve Karbon Ayak İzi Hesaplamalarının Önemi
Avrupa Birliği tarafından 1 Ocak 2026 itibarıyla devreye alınacak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın enerji yoğun sektörlerden biri olan plastiği doğrudan etkileyeceğini hatırlatan Şener Gençer, sektörün bu sürece hazırlıklı olması gerektiğinin altını çizdi. Gençer, hazırlık aşamasında olan UR-GE projesinin katılımcı firmalara karbon ayak izi hesaplama desteği sunacağını ifade etti.
Türk firmalarının ihracatının yüzde 45-50’sinin Avrupa Birliği ülkelerine yapıldığını belirten Gençer, SKDM’nin yıllık 20 milyar Euro’yu bulan ek maliyetler doğuracağını söyledi. Bu maliyetlere karşı önlem alınması gerektiğine vurgu yapan Gençer, firmaların dijital dönüşüm seviyelerinin artırılmasının ve emisyon hesaplama kapasitelerinin geliştirilmesinin önemine dikkat çekti.
Zorlukları Fırsata Çevirme Potansiyeli
Plastik sektöründe emisyon ticareti mekanizmasının şirketler için bir gelir kapısı olabileceğine işaret eden Şener Gençer, karbon emisyonu kotasının altında kalan firmaların, bu farkı kotanın üzerinde emisyon üreten tesislere satabileceğini dile getirdi. Türkiye’nin yıllık 452 milyon ton karbon salınımı ile gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük emisyon değerlerine sahip olduğunu, ancak bu durumun rehavete kapılmaya neden olmaması gerektiğini vurgulayan Gençer, Türkiye’nin emisyon salınımında en hızlı artış gösteren ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekti.
“Üyelerimizin bu zorlu süreci fırsata çevirmesi için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Kararlı adımlarla yol alırsak, sektörümüzü SKDM’nin getireceği maliyetlerden koruyarak rekabet gücümüzü artırabiliriz,” diyen Gençer, iş birliğinin önemini bir kez daha hatırlattı.
EGEPLASDER’in hayata geçirdiği bu proje, plastik sektörü için önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Sektörün emisyon hedeflerine ulaşması ve dijitalleşme süreçlerini hızlandırması için atılan bu adımlar, gelecekte Türk plastik sanayisini uluslararası arenada daha güçlü bir konuma taşıyacak.