Avrupa’da yeşil enerji, sürdürülebilirlik ve Yeşil Mutabakat gibi konulara odaklanan yeni düzenlemeler, Türk şirketlerini (tekstil) doğrudan etkiliyor. Bu gelişmeler, özellikle tekstil sektörünü Avrupa pazarındaki ihracat payını korumak ve artırmak amacıyla önemli adımlar atmaya teşvik ediyor.
Avrupa’daki yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik hareketi, küresel çapta yayılmaya devam ederken, Avrupa’nın ana pazarı olan Türkiye’deki firmalar üzerindeki etkisi de artıyor. Avrupa Birliği’nin Ecodesign for Sustainable Products Regulation (ESPR) kapsamında uygulamaya konulan Dijital Ürün Pasaportu, 18 Temmuz itibarıyla yürürlüğe girdi. Bu düzenlemeye göre, 19 Nisan 2025’e kadar onaylanacak ilk çalışma planında, demir-çelik, alüminyum, tekstil ürünleri, mobilya ve kimyasallar gibi ürünler, gümrük kontrollerinde dijital ürün pasaportu bilgisi ile Avrupa’ya ihraç edilecek.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Türkiye’nin iplikten boyaya, kumaştan nihai ürüne kadar tüm aşamalarda entegre üretim yapabilen ender ülkelerden biri olduğunu vurguladı. Engin, ayrıca Türkiye’nin sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm konularında rakiplerine göre daha yüksek bir farkındalık seviyesine sahip olduğunu belirtti.
Engin, “Sektörümüz adına dünya pazarlarından alacağımız payın artmasını sağlayacak çok önemli özellikler bunlar.” dedi ve ekledi: “AB Yeşil Mutabakatı, sürdürülebilirlik, yeşil enerji gibi konularda daha hızlı hareket etmek zorundayız. Bu sadece müşteri ve mevzuat dayatmaları ile tetiklenmemeli, ülkemiz, dünyamız ve gelecek nesillerimiz için bu adımları atmak zorundayız. Firmaların, tren kaçmadan gerekli donanımı edinmesini tavsiye ediyorum.”
