Karton Ambalaj Sektörünün Rekabeti Sürüyor

Avrupa’nın önde gelen karton ambalaj üretim merkezlerinden biri haline gelen Türkiye, sektörde güçlü bir konum edinmeye devam ederken, Avrupa Birliği’nin özel teşviklerle yatırım odağı haline getirdiği Polonya ile zorlu bir rekabet yaşıyor.

Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD) Başkanı Alican Duran, sektörün güncel durumunu değerlendirmek amacıyla basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin karton ambalajda hurdadan üretimde Avrupa’nın zirvesine yürüdüğünü vurgulayan Duran, sektörün net ihracatçı kimliğiyle Avrupa pazarında önemli bir oyuncu olduğunu belirtti.

Sektörün büyüklüğünün 5 milyar dolar seviyelerinde olduğunu ve 2024 yılında 1 milyar doları aşan ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Duran, “Avrupa sıralamasında Polonya ile üçüncülük için yarışıyoruz. Ancak AB politikaları Polonya’yı öne çıkarmak için ciddi teşvikler sunuyor” dedi.

Polonya’da yapılan karton ambalaj yatırımlarının büyük kısmının hibe olarak karşılandığını, geri kalanının ise düşük faizli uzun vadeli kredilerle desteklendiğini belirten Duran, yatırımcılara sağlanan uygun arazi tahsislerinin de bu ülkeyi cazip hale getirdiğini kaydetti. Duran, tüm bu avantajlara rağmen Türk üreticilerin rekabetten vazgeçmediğini ancak sektörde yaşanan bazı zorluklara dikkat çekerek, “Hurda kağıt fiyatlarında son dönemde yüzde 40’a ulaşan artış ve döviz kurunun baskılanması sebebiyle kârlılığımız ciddi şekilde eridi. Bu durum sektör oyuncularını finansal anlamda zorluyor” değerlendirmesinde bulundu.

Hurda Kağıt ve Kur Darbesi: Türk Üreticiler Sıkışıyor

Karton ambalaj üreticilerinin kârlılığını doğrudan etkileyen iki temel sorun olduğunu dile getiren Duran, yılbaşından bu yana hurda kağıt fiyatlarının nedenini net olarak açıklayamadıkları şekilde yaklaşık yüzde 40 oranında arttığını söyledi. Avrupa’da ise bu artışın oldukça sınırlı kaldığını vurgulayan Duran, “Bizdeki bu sert fiyat artışını ihracat müşterilerine anlatmakta zorlanıyoruz. Normalde yüzde 20 zam yapmamız gerekirken yapamıyoruz. Avrupa ile aynı çizgide gitmediğimiz sürece rekabet avantajımızı kaybederiz” ifadelerini kullandı.

Kur politikalarının da sektörü derinden etkilediğini belirten Duran, geçtiğimiz yıl Euro kurunun yüzde 13 artarken Türkiye’de net enflasyonun yüzde 45’e ulaştığını, bu farkın ambalaj üreticisinin kâr marjını erittiğini söyledi. “Yüzde 32’lik kaybı bazı firmalar sineye çekti, bazıları ise müşteri kaybı yaşadı. Bu tablo sürerse pek çok şirket ayakta kalamayabilir. Kur politikası bizim için yaşamsal önem taşıyor, bir an önce adım atılmalı” uyarısında bulundu.

Sektördeki bir diğer sorun ise kontrolsüz yatırımlar. Son yıllarda karton ambalaj üretimine yönelik çok sayıda yeni yatırım yapıldığını ve halihazırda bir kapasite fazlası oluştuğunu belirten Duran, önümüzdeki dönemde 1 milyon tonluk ilave yatırımın daha planlandığını söyledi. “Bu kadar kapasite fazlası varken yeni yatırımlar ne kadar doğru, tartışılır. Keşke bu süreci yöneten bir devlet planlama teşkilatımız olsaydı” diyerek sektörel planlamanın eksikliğine dikkat çekti.

ABD Pazarı Karton Ambalajcının Gündeminde!

Duran, sektörün ihracat rotalarında ABD’nin öneminin giderek arttığını belirtti. İngiltere’nin ardından en fazla karton ambalaj ihracatının yapıldığı ikinci ülkenin ABD olduğunu söyleyen Duran, bu pazara yönelik çalışmaların son yıllarda daha da yoğunlaştığını aktardı.

Amerikan pazarındaki görünürlüklerini artırmak amacıyla bir halkla ilişkiler ajansıyla iş birliği yaptıklarını belirten Duran, ABD’nin Türkiye’den yapılan karton ambalaj ithalatına uyguladığı gümrük vergilerinin düşük tutulmasının sektör açısından avantaj yaratabileceğini vurguladı. “Trump yönetiminin ithalat vergilerini yüzde 10 gibi görece düşük seviyede tutması, Türkiye’den yapılacak sevkiyatları destekleyebilir. Bu, ihracatımızı olumlu yönde etkileyen bir gelişme olacak” dedi.

Duran ayrıca, ihracatı artırmak amacıyla Ticaret Bakanlığı desteğiyle yürütülen UR-GE projeleri kapsamında gerçekleştirilen alım heyeti organizasyonlarının da büyük önem taşıdığına dikkat çekti. “ABD ve Kanada’dan alım heyetlerinin ikinci buluşması mayıs ayında yapılacak. Bu etkinliğin, pazardaki yerimizi daha da güçlendirmesine inanıyoruz” diye konuştu. Sözlerine, “Eğer ABD, Çin’den yaptığı ambalaj ithalatının sadece yüzde 10’unu Türkiye’ye yönlendirse, tüm üretim kapasitemiz dolup taşar” ifadeleriyle devam eden Duran, küresel tedarik zincirindeki olası kaymaların Türkiye için büyük fırsatlar doğurabileceğinin altını çizdi.

Önceki yazı

Yeşil Ambalajda YUTOECO Farkı

Sonraki Yazı

OSB Yeşil Dönüşümü Başarıyla Tamamlandı

Diğer yazılar