Ambalaj ve paketleme endüstrisinde hız, esneklik ve kesintisiz üretim artık Schubert’in yenilikçi robot teknolojileriyle mümkün hale geliyor. Şirketin geliştirdiği pick & place robotları, farklı şekil ve yapıya sahip ürünleri hassas biçimde kavrayıp yerleştirme konusunda uzmanlaşmış durumda. Bu sistemler aynı zamanda ambalaj malzemelerini işleme konusunda da yüksek verimlilik sunuyor. Özellikle F2 ve F3 robot modelleri, düz kartonları katlama, ürünleri gruplama, ambalajlara yerleştirme ve güvenle kapatma süreçlerinde dikkat çekici başarılar elde ediyor.
Schubert’in bu alandaki temelleri 1981 yılına uzanıyor. Şirketin kurucusu Gerhard Schubert, o dönemde “Roby” olarak da bilinen SNC-R1 isimli dört eksenli ilk robotu tasarladı. Bu makine, ürünleri tepsilere veya kutulara otomatik olarak yerleştirebiliyordu. 1984’te geliştirilen SNC-F2 modeliyle birlikte, tek bir robotun kutulama ve kapatma işlemini bir arada gerçekleştirmesi mümkün hale geldi. Bu yenilik, dünya genelinde binlerce kurulumda başarıyla kullanılan bir otomasyon sürecinin başlangıcını oluşturdu.
SCARA ve Delta Robot Teknolojileri
Schubert’in “F” serisi robotları, SCARA (Selective Compliance Assembly Robot Arm) prensibiyle çalışıyor. Bu robotların özel kol tasarımı, dikey yönde rijitlik sağlarken yatayda esneklik sunuyor. Böylece dar alanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor ve geniş konveyör bantları boyunca etkin hareket kabiliyeti kazanıyor.
Alan optimizasyonu söz konusu olduğunda ise T3, T4 ve T5 gibi delta tipi robotlar devreye giriyor. 1980’li yıllarda Lozan’daki École Polytechnique Fédérale de Lausanne (EPFL) mühendisleri tarafından geliştirilen delta yapısı, üçgen formda düzenlenmiş paralel kollardan oluşuyor. Bu tasarım, robotların yüksek hızda ve hassas şekilde çalışmasını sağlıyor.
Transmodul: Kesintisiz Üretimin Anahtarı
Schubert’in ambalaj hatlarında fark yaratan bir diğer çözümü ise Transmodul taşıma robotu. 2009’dan bu yana kullanılan bu sistem, karton kutuların, metal kapların ya da plastik kasaların farklı istasyonlar arasında taşınmasını sağlıyor. Transmodul’ün sunduğu en büyük avantajlardan biri, esnek çalışma ve süreç güvenilirliği. Bir ünite arızalansa bile hat üretime ara vermeden devam edebiliyor. Arızalı Transmodul kolayca yenisiyle değiştirilebiliyor veya sistem, eksik modüle rağmen işini sürdürebiliyor. Böylece üretim hiçbir noktada tamamen durmuyor.
Hattın sonunda ise dikkat çekici bir mekanizma devreye giriyor: Boşaltılan Transmodul’lar yana eğilerek rayın alt kısmından başlangıç konumuna geri dönüyor. Bu sayede sürekli, döngüsel ve kesintisiz bir taşıma akışı sağlanıyor.
Akıllı Görü ve Cobot Teknolojisi
Ambalaj hatlarının dışında da robotik sistemler önemli görevler üstleniyor. Schubert’in cobot (iş birliği robotu) çözümleri, özellikle insanla yakın mesafede çalışmaya uygun tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Bu cobot’lar, yapay zekâ destekli görüntü işleme teknolojileriyle donatılmış durumda.
Örneğin tog.519 modeli, önceden görüntülerle “öğretilmiş” sistem sayesinde dağınık yığınlar içindeki ürünleri tanıyıp tek tek ayırabiliyor. Üstelik daha önce hiç karşılaşmadığı nesneleri bile algılayıp taşıyabiliyor. Mobil yapısı sayesinde üretim hattının farklı bölümlerinde bağımsız şekilde konumlandırılabiliyor.
Ürünlere Uygun Taşıma Araçları
Schubert robotlarında kullanılan tutucu sistemler, ürün özelliklerine göre özelleştiriliyor. Mekanik parmaklı tutucular, düzensiz şekilli veya ağır ürünleri kavrarken, hassas yüzeyli ürünlerde vakumlu taşıma sistemleri devreye giriyor. Bu sistemler, hafif temasla güvenli taşıma sağlarken ürüne zarar verme riskini ortadan kaldırıyor.
Schubert’in vakum sistemlerinde kullanılan sensörler, akış hızını sürekli izleyerek ürünün güvenli şekilde taşınıp taşınmadığını tespit ediyor. Bu hassas kontrol mekanizması, üretimde tam isabetli ve kayıpsız bir süreç yürütülmesini mümkün kılıyor.