Dünya genelinde artan nüfus ve yaşanan küresel belirsizlikler, gıdaya erişimi her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Bununla birlikte birçok ülkenin benimsediği korumacı yaklaşımlar, ihracat odaklı üretim yapan ülkeler için yeni fırsat pencereleri aralıyor. Türkiye ise bu süreçte 50 milyar dolarlık tarım ve gıda ürünleri ihracatı hedefine ulaşma yolunda önemli bir potansiyel barındırıyor.
Küresel Belirsizlikler Gıda Zincirini Zorluyor
Dünya çapında yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve iklimsel değişiklikler, gıda arz zincirinde ciddi sıkıntılara yol açıyor. Modern perakendeciliğin süpermarket zincirleri etrafında şekillendiği bu dönemde, küresel gıda endüstrisi hem talep baskısı hem de tedarik zinciri kaynaklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu durum, çoğu zaman fiyat artışlarını ve beraberinde gıda enflasyonunu kaçınılmaz hale getiriyor.
Sektör temsilcileri, bu belirsizliklerin uzun vadeli çözümler gerektirdiğine dikkat çekerken, gıda tedarik zincirine entegre olan tüm aktörlerin değişen koşullara uyum sağlama zorunluluğu doğuyor.
Uluslararası analizlere göre küresel gıda pazarının toplam büyüklüğü 2025 yılı itibarıyla 9.43 trilyon dolara ulaşacak. Pazarın yıllık bileşik büyüme oranının 2025-2030 döneminde ortalama yüzde 6.41 olması bekleniyor. En büyük payı ise 1.55 trilyon dolarlık hacmiyle et segmenti oluşturacak. Çin, 2025 yılında yaklaşık 2 trilyon dolarlık geliriyle dünya gıda pazarında lider konumda yer alacak.
Gıda Güvenliği, Yeni Dönemin Stratejik Başlığı
Gıda güvenliğini sağlamak amacıyla birçok ülke iç üretimi artırma yönünde adımlar atarken, dışa bağımlılığı azaltma çabası içine giriyor. Ancak bu hedefe ulaşmak bazı ülkeler için uzun vadeli yatırımlar gerektiriyor. Gıda güvenliğinde sürdürülebilirliği sağlayan, kaliteli ve istikrarlı üretim yapan ülkeler, bu dönemde güvenilir tedarikçi olarak ön plana çıkıyor.
Bu noktada Asya, Afrika ve Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığı, tarımsal üretim geçmişi ve ürün çeşitliliği ile Türkiye’nin önemli avantajları bulunuyor. Türkiye, küresel talepleri karşılayacak nitelikte bir ihracatçı olarak dikkat çekiyor.
Türkiye 2024’te 27.7 Milyar Dolarlık Gıda İhracatı Gerçekleştirdi
2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin gıda ihracatı 27.7 milyar dolara ulaşırken, dış ticaret fazlası vererek genel ihracat performansında itici güç konumuna geldi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2028 yılına kadar tarım ve gıda ürünleri ihracatını 50 milyar dolara çıkarma hedefi belirledi. Aynı dönemde mal ihracatında 400 milyar dolar, hizmet ihracatında ise 200 milyar dolar hedefleniyor. Bu durum, gıda ihracatının ülke ekonomisindeki stratejik rolünü daha da artıracak.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, iklim değişikliğiyle birlikte tarımsal üretimin ve gıdanın küresel değerinin hızla arttığını belirterek, “Tarım alanlarımızı verimli değerlendirirsek, hem vatandaşlarımızın uygun fiyatlı ve kaliteli gıdaya ulaşmasını sağlarız hem de ihracatla ülkemize döviz kazandırabiliriz. 2028 hedeflerinde gıda sektörünün kilit bir rol oynayacağını öngörüyoruz” açıklamasında bulundu.
Katma Değerli Üretim ve Markalaşma Vurgusu
Türkiye, başta fındık, kiraz, incir ve kayısı olmak üzere birçok tarımsal üründe dünya pazarında güçlü bir konuma sahip. Ayrıca gen merkezi olduğu bazı ürünlerde ve endemik bitkilerde, daha düşük ihracat hacmine rağmen birim fiyat üzerinden yüksek gelir sağlanabiliyor.
Ürünlerin markalaşma süreçleri ve yüksek katma değerli üretim modelleri ile desteklenmesi, ihracatta daha büyük kazanımlar elde edilmesini sağlayabilir. Gümrük Birliği’nin yalnızca işlenmiş tarım ürünlerini kapsıyor olması, geleneksel tarım ürünleri için AB dışındaki pazarlarda alternatif arayışını da beraberinde getiriyor. Özellikle Çin ile yaşanan ticari gerilimler sonrası ABD ve AB’nin stratejilerini yeniden şekillendirmesi, Türkiye için bu pazarlarda yeni iş birlikleri kurma fırsatını artırabilir.
2024 İlk Çeyrek Verileri: 1.29 Milyar Dolar Ticaret Fazlası
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Dijital Veri Paneli’ne göre, 2024’ün ilk çeyreğinde sektör ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1.46 düşüşle 7.11 milyar dolara gerilerken, ithalat yüzde 19.48 artarak 5.82 milyar dolara yükseldi. Bu dönemde sektör 1.29 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdi.
En fazla ihracat 804 milyon dolar ile şeker ve şekerli mamuller sektöründe gerçekleşirken, onu 688 milyon dolar ile sert kabuklu meyveler, 636 milyon dolar ile yaş meyve, 545 milyon dolar ile bitkisel yağlar ve 428 milyon dolar ile su ürünleri izledi.