Makine Sektöründe Çin Etkisi Büyüyor

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, makine ithalatında son aylarda yaşanan ivmelenmeye dikkat çekerek, haziran ayında kaydedilen yüzde 15,4’lük artışın sektörün yeniden yükseliş trendine girdiğini belirtti. Karavelioğlu, yılın ilk yarısında Çin’den yapılan makine ithalatının yüzde 18,1 yükseldiğini vurgulayarak, “Bu tablo, Batı’nın önlem almaya çalıştığı Çin’e olan bağımlılığımızı artırıyor” dedi.

Ocak-temmuz döneminde Türkiye’nin toplam makine ihracatı yüzde 0,9 artışla 16,2 milyar dolara ulaştı. Ancak miktar bazında yüzde 6,1 gerileyen sektör, ortalama kilogram ihracat fiyatını yüzde 6,7 artırarak 7,9 dolara çıkardı. Temmuz ayında ihracat aylık bazda yüzde 4,4 yükselirken, yıllıklandırılmış verilere göre toplam ihracat 28,4 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Almanya lider, ABD ikinci sırada

Yedi aylık dönemde Türkiye’nin en büyük makine ihracat pazarı 1,8 milyar dolarla Almanya olurken, 1 milyar dolarlık ihracatla ABD ikinci sırada yer aldı. Temmuz ayında ABD’ye yapılan ihracatta yüzde 9,2’lik artış kaydedildi. Aynı dönemde Kazakistan’a ihracat yüzde 46, Fas’a ise yüzde 37 yükseldi. Öte yandan, Rusya’nın ardından en fazla daralmanın yaşandığı pazar Polonya oldu.

Sektörde temmuz ayında ambalaj makineleri ile ısıtıcı ve fırın ihracatında yüzde 40’ın üzerinde artış yaşanırken, en fazla düşüş rulmanlar ile kauçuk ve plastik işleme makinelerinde görüldü. Ocak-temmuz döneminde en büyük ihracat kalemi ise yüzde 4,7 artışla evsel ve endüstriyel soğutma makineleri oldu.

“Uzun vadeli stratejiler şart”

Karavelioğlu, ithalattaki yükselişin korumacılığın arttığı bir dönemde Türkiye’nin esnek ticaret politikasını ortaya koyduğunu ifade ederek, “Bu durum pazar dengelerini yerli üreticiler aleyhine çeviriyor. Özellikle teknolojik ürünlerde yapısal bağımlılığa yol açmamak için yatırım ve üretim kapasitesini artıracak uzun vadeli planların hızla devreye alınması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Sektördeki daralmanın devam ettiğini belirten Karavelioğlu, makine üretiminin yılın ilk yarısında yüzde 6,5 küçüldüğünü, kapasite kullanım oranının genel imalatta yüzde 74,2 iken makine imalatında 65,7 seviyesinde kaldığını söyledi. Yurt dışı ÜFE’deki yüzde 33,3’lük artışın rekabet gücünü zayıflattığını aktaran Karavelioğlu, tedarik zincirinde kırılmaların önüne geçmek için üretici ve müşterilerin mali durumlarının dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı.

“İthalata dayalı model desteklenmemeli”

Küresel ticarette artan korumacılığa işaret eden Karavelioğlu, ABD’nin ek vergileri sonrası Avrupa Birliği’nin de iç pazarı koruyacak adımlar attığını hatırlattı. 2026 yılına dair umutlarını dile getiren Karavelioğlu, “Daha iyi bir yıl için, üretimin aleyhine işleyen ithalatın teşvik edilmemesi ve faiz politikasının enflasyonla uyumlu şekilde düzenlenmesi gerekiyor” diye konuştu.

Türk lirasının mevcut seviyesinde ithalatı kolaylaştırdığına dikkat çeken Karavelioğlu, “Üretim yapılmadan enflasyondan kaçış mümkün değil. Son beş yılda üretimini ikiye, ihracatını 1,5 kat artıran sektörün artan işletme sermayesi ihtiyacına uygun finansman sağlanması, büyümenin devamı için kritik önemde” ifadelerini kullandı.

Önceki yazı

İmalat Sanayisinde Kapasite Geriledi

Sonraki Yazı

Alüminyum Sektörü İstanbul’da Buluşacak

Diğer yazılar