Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED), 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girmesi planlanan yeni “yerli malı belgesi” yönetmeliğine ilişkin endişelerini kamuoyuyla paylaştı. Federasyon Başkanı Ömer Karadeniz, düzenlemenin ham maddede dışa bağımlı olan plastik sektörü açısından uygulanabilirliğinin tartışmalı olduğunu belirterek, mevzuatın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yeni düzenleme, kamu alımlarında yalnızca Türkiye’de üretim yapılmasını yeterli görmüyor. İhalelere katılacak firmalardan üretimde kullandıkları ham maddenin de yerli menşeli olduğunu belgelemeleri isteniyor. Ancak sektörde dışa bağımlılığın yüksek olması, uygulamada ciddi sorunlara yol açabilir.
“Ham Madde Temininde Dışa Bağımlılık %85 Seviyesinde”
PLASFED Başkanı Karadeniz, plastik sektörünün ham madde ihtiyacının büyük çoğunluğunu ithalat yoluyla karşıladığını hatırlatarak, “Mühendislik plastiklerinde bu oran zaman zaman yüzde 100’e ulaşıyor. Bu şartlar altında yerli ham madde kullanımını belgelemek, birçok üretici için kamu ihalelerinden dışlanma riski anlamına geliyor” dedi.
Türkiye’deki petrokimya üretiminin kısıtlı olduğunu belirten Karadeniz, yerli üretici Petkim’in bile toplam ihtiyacın yalnızca yüzde 10-15’ini karşılayabildiğini ifade etti. Ayrıca birçok sanayicinin Petkim’le çalışmakta tedarik süresi ve teslimat problemleri nedeniyle zorlandığını dile getirdi.
“Amaç Olumlu, Ancak Uygulama Gerçeklerle Uyuşmuyor”
Karadeniz, yönetmeliğin sanayiyi destekleme amacı taşıdığını kabul etmekle birlikte, mevcut haliyle sektörel gerçekleri yeterince dikkate almadığını söyledi. “Yerli üretimin desteklenmesi elbette önemli, ancak bu destek, piyasadaki mevcut kapasite ve ithalat zorunluluğu göz önünde bulundurularak yapılandırılmalı” değerlendirmesinde bulundu.
PLASFED, kamu alımlarında yerli hammadde zorunluluğunun plastik sanayisinde üretim sürekliliğini ve rekabet gücünü riske atabileceği uyarısında bulunarak, yetkililere sektörel diyalog çağrısı yaptı.
