Yılda dünya genelinde 92 milyon ton tekstil atığının çöpe gitmesi, çevresel sorunların başında geliyor.
Bu büyük soruna karşı umut vaat eden bir çözüm, ABD’deki Minnesota Duluth Üniversitesi’nden (UMD) geldi. Üniversitenin Makine ve Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde görev yapan Doçent Dr. Abbie Clarke-Sather ve ekibi, tekstil ürünlerini daha efektif şekilde geri dönüştürmenin yeni bir metodunu keşfettiklerini duyurdu.
Clarke-Sather liderliğindeki ekip, Fiber Shredder adını verdikleri cihazla, kullanılmış tekstil ürünlerini 90 saniye içinde yeniden elyafa çevirebilmeyi başardı. Bu buluş, atık tekstillerin geri dönüşümünü hızlandırarak çevresel etkilerini azaltma potansiyeli taşıyor.
Tekstil Atıklarının Geri Dönüşümünde Hızlı Çözüm
Son altı yıl boyunca,Doçent Doktor Abbie Clarke-Sather ve lisansüstü öğrencisi Paulo Alves, mevcut geri dönüşüm teknolojilerinden tamamen farklı, yenilikçi bir makine üzerinde çalışıyorlar. Bu cihaz, “Fiber Shredder” adı verilen ve patent süreci devam eden bir makine olarak, piyasadaki diğer elyaf kesme makinelerinden ayrılıyor. Fiber Shredder, mevcut tekstilleri sadece 90 saniye içinde elyaflarına ayırıyor ve bu elyaf kesme işlemini yaparken lifleri daha uzun bırakıyor. Bu özellik, elde edilen elyafların yeniden ipliğe veya diğer malzemelere dönüştürülmesini kolaylaştırarak, geri dönüşüm süreçlerinde verimliliği ve malzeme kalitesini artırıyor.
Doçent Doktor Abbie Clarke-Sather ve ekibi, çalışan bir prototipe sahip oldukları için bu teknolojiyi ticari ölçekte kullanıma sunmayı hedefliyorlar. Clarke-Sather’ın vizyonu, Fiber Shredder makinesinin, ülke çapında Goodwill ve diğer ikinci el mağazaları başta olmak üzere belediye geri dönüşüm programlarında ve sürdürülebilirliğe önem veren giyim markalarında kullanılmasını sağlamak. Bu stratejiyle Clarke-Sather, döngüsel ekonomiyi destekleyerek ve tekstil atıklarını azaltarak 92 milyon tonluk küresel soruna somut bir çözüm sunmayı amaçlıyor. Araştırmacılar ve öğrencilere tavsiyede bulunan Clarke-Sather, “Dünyada etki yaratmak isteyenler çevrelerine bakıp, karşılaştıkları sorunlardan birini seçmeli ve üzerinde çalışarak çözüm üretmeye odaklanmalı” diyor. Bu yaklaşım, geleceğin sorun çözücülerine ilham veriyor ve onları, karşılaştıkları zorluklar karşısında proaktif olmaya teşvik ediyor.
