Türkiye’de organize sanayi bölgeleri, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın gereklilikleri ve küresel rekabetin çevresel boyuta taşınmasıyla birlikte “yeşil dönüşüm” adımlarını hızlandırıyor. Türk Standardları Enstitüsü (TSE) tarafından verilen Yeşil Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Sertifikası’nı alan bölge sayısı kısa sürede 27’ye ulaştı.
Sanayi bölgeleri, çevre dostu üretim modeline uyum sağlamak amacıyla yenilenebilir enerji yatırımları, etkin su yönetimi uygulamaları ve atık azaltımına yönelik projelere ağırlık veriyor. Yeşil OSB modeli; enerji ve kaynak verimliliği, çevre dostu ulaşım, sürdürülebilir altyapı, su tasarrufu ve atık yönetimi gibi kriterleri kapsayan yeni bir üretim yaklaşımı olarak öne çıkıyor.
Dünya genelinde artan sürdürülebilir üretim talebi, işletmelerin hem çevresel etkilerini azaltmasını hem de rekabet gücünü korumasını zorunlu hale getiriyor. Avrupa pazarı açısından ise Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), düşük karbonlu üretimi artık bir tercih değil gereklilik konumuna getiriyor. Bu durum, OSB’leri çevresel sürdürülebilirlik, finansal avantajlar ve kurumsal itibar açısından daha stratejik kararlar almaya yönlendiriyor.
27 OSB Sertifika Almaya Hak Kazandı
Yeşil sertifika almak isteyen OSB’ler, teknik altyapıdan enerji verimliliği yatırımlarına, atık su arıtmadan yenilenebilir enerji kullanımına kadar birçok alanda projeler yürütüyor. Hedef ise hem çevresel performansı yükseltmek hem de bölge içindeki firmaların uluslararası pazarlarda daha güçlü bir konuma gelmesini sağlamak.
TSE, sürdürülebilirlik kriterlerini karşılayan ve gerekli hazırlıklarını tamamlayan organize sanayi bölgelerine Yeşil OSB Sertifikası veriyor. Bugün itibarıyla Türkiye genelinde 27 OSB bu sertifikaya hak kazanmış durumda. Sanayi bölgelerinin yeşil dönüşüm projelerine yönelik çalışmaları ise hız kesmeden devam ediyor.