Vinç Sektörünün İhracat Yüzdesi Düştü

Türkiye vinç ihracatının yaklaşık yüzde 70’ini üstlenen elektrikli vinç sektörü, son dönemde ciddi bir ihracat düşüşüyle karşı karşıya. 2025’in ilk sekiz ayında ihracatını yüzde 15,5 oranında kaybeden sektör temsilcileri, ortak bir sesle “Artık ihracat yaparak zarar ediyoruz. Mevcut fiyatlarla rekabet edemiyoruz.” çağrısında bulunuyor.

Farklı çalışma alanlarına uygun çözümler sunan elektrikli vinçler, modüler yapıları, kapasite ve erişim seçenekleri, uzatma kolları gibi çok yönlü özellikleriyle öne çıkıyor. Fabrika, atölye, liman, tersane, hangar ve maden işletmeleri gibi birçok alanda kullanılan bu vinçler, otomasyon sistemleriyle de üretimde verimlilik sağlıyor. Küresel ölçekte artan şehirleşme, altyapı projeleri ve yenilenebilir enerji yatırımları (özellikle rüzgâr ve güneş santralleri), vinç talebini doğrudan etkileyerek pazarı büyütüyor.

Yüksek Maliyet ve Uzman Açığı Sektörü Zorluyor

Sektörün küresel ölçekteki büyümesine karşın, yüksek ilk yatırım maliyetleri firmaların önündeki en büyük engellerden biri. Satın alma, enerji, bakım ve operatör eğitimi gibi işletme giderleri özellikle KOBİ’ler için ciddi bir yük oluşturuyor. Ayrıca, nitelikli operatör ve bakım personeli eksikliği de birçok ülkede üretim kapasitesini sınırlıyor. Gelişmekte olan pazarlarda teknolojik sistemlerin karmaşıklığı, uzman personel ihtiyacını daha da artırıyor. Üretici cephesinde ise çelik ve elektronik bileşen fiyatlarındaki dalgalanmalar, maliyetleri doğrudan etkileyerek rekabet gücünü zayıflatıyor. Buna ek olarak, tedarik zinciri aksaklıkları ve lojistik maliyetleri de üreticilerin yükünü artıran etkenler arasında.

Dünya vinç ihracatı 2024’te 17,3 milyar dolara ulaşarak bir önceki yıla göre yüzde 0,1’lik sınırlı bir artış kaydetti. TEVİD (Elektrikli Vinç İmalatçıları Derneği) verilerine göre, dernek üyesi firmaların ürün gruplarında 6,1 milyar dolarlık ihracatla yüzde 18,4 artış sağlandı. Türkiye’nin ihracatı ise 2023’teki 126,5 milyon dolardan 2024’te 144,6 milyon dolara yükselerek yüzde 14,4 artış gösterdi. Bu performans Türkiye’ye küresel pazarda 0,84’lük pay kazandırdı ve ülke sıralamada üç basamak yükselerek 20’nci sıraya çıktı. Böylece sektör, son 21 yılda ihracat payını üç katın üzerine çıkarmayı başardı.

İthalatta ise düşüş trendi dikkat çekiyor. Türkiye, 2024’te 528 milyon dolarlık dış alımla yüzde 10,5 azalma yaşadı ve dünya sıralamasında 7’nciden 9’uncu sıraya geriledi. Bu tablo, sektörün ithalat bağımlılığını azaltma hedefiyle uyumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Rekabet Gücü Yeniden Tanımlanmalı

TEVİD verilerine göre Türkiye, 2024’te dört ana vinç tipinde dünya ihracatından yüzde 1,73 pay aldı. Ancak bir önceki yıl bu oran yüzde 1,85’ti. 2025’in ilk sekiz ayında ihracattaki yüzde 15,5’lik gerileme, sektörde endişe yaratmış durumda. Sektör temsilcileri, “İhracatımız artmalı ama kâr edebilir şekilde” diyerek, düşük fiyat politikalarının sürdürülemez olduğuna dikkat çekiyor.

Küresel pazarlarda artan rekabet, özellikle Çin’in agresif fiyat politikaları ve yüksek enerji-hammadde maliyetleri nedeniyle Türkiye’deki imalatçıların elini zorluyor. Uzmanlara göre bu tabloyu tersine çevirebilmek için üretim verimliliğinin, insan kaynağının niteliğinin ve katma değerli üretimin artırılması gerekiyor. Doğru stratejilerle Türkiye’nin hem iç pazarda hem de ihracatta daha yüksek katma değer yaratabileceği, hatta uzun vadede dünya sıralamasında ilk 5’e girebileceği ifade ediliyor.

Önceki yazı

Makine Mühendislerine Özel Yapay Zeka

Diğer yazılar